Peygamberimiz, Hz. Esmâ’nın hicret esnasında yaptığı hizmetini takdirle karşılamıştı. Bu fedakâr sahabiyi, “Her peygamberin bir havarisi var, benim havarim de Zübeyr’dir.” buyurarak methettiği Hz. Zübeyr ile evlendirdi.
Her ikisi de birbirine denkti. İkisi de İslam’a gönül vermiş, Peygamber’e talebe olmuş, ömürlerini Kur’ân hizmetine adamış bahtiyarlardı. Resûlullah’ın tensip ettiği bu evlilik, bu beraberlik, hayat boyu mesut bir şekilde devam edecekti. Niye etmesindi ki? Hz. Zübeyr dünyadayken cennetle müjdelenmiş bir iman eriydi. Hz. Esmâ da dünyadayken “cennet kuşağı” giyebilme müjdesinin sahibi bir hanımefendiydi.