“Mi’rac’a çıkarıldığım zaman, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırnaklayan bir topluluğa rastladım. Ey Cebrail, bunlar kimdir, diye sordum. ‘İnsanların etlerini yiyen [gıybet eden] ve namuslarına dil uzatan kimselerdir!’ dedi.”[8]
“Kimin düşüncesi ahiret olursa, Allah ona gönül zenginliği verir, işlerini kolaylaştırır; istemediği hâlde dünya nimetleri de verilir. Kim ahireti unutup sadece dünyayı düşünürse, Allah da fakirliği onun gözleri önüne diker, işlerini darmadağın eder; dünyada ise ancak kendisine takdir edilen kadar verilir.”[9]
“Allah bir kulunun iyiliğini istediği zaman, cezasını bela ve musibetlere maruz bırakarak dünyada verir. [Böylece günahlardan arındırır.] Onun kötülüğünü istediğinde de, günahlarının cezasını dünyada vermez, tehir eder. Tâ ki, kıyamet gününde daha şiddetli çeksin!”[10]