“Cehennem üzerinde yedi kademeli köprü vardır. Bu kademelerin ortasında mahkeme kurulur. Kul oraya vardığında ona, ‘Senin üzerinde ne gibi borçlar var?’ diye sorulur. O da ‘Benim üzerimde şu var, bu var.’ diye saymaya başlar. Ona, ‘Borçlarını öde!’ diye emredilir. O, ‘Ey Rabb’im, benim verecek bir şeyim yoktur, borçlarımı nasıl ödeyeyim?!’ der. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak meleklere, ‘İyiliklerinden alın.’ diye emreder. Melekler iyiliklerini teker teker alırlar, neticede iyilikleri biter. Bundan sonra meleklere, ‘Haksızlık yaptığı kimselerin kötülüklerini alın, ona yükleyin!’ diye emrolunur. Melekler emredileni yaparlar. Bazı kimseler dağlar kadar iyilikle oraya geldikleri hâlde iyilikleri alına alına tek bir iyilik kalmaz. Ayrıca zulüm ve haksızlık yaptıkları kimselerin kötülükleri sırtına yüklene yüklene kötülükleri dağlar kadar olur.
“Yalandan sakının; çünkü yalan insanı fıska, kötülüğe, fısk da cehenneme sürükler! Doğruluktan ayrılmayın; çünkü doğruluk hayra, hayır da kişiyi cennete götürür.
“Yemin ederim ki, siz Cahiliye Devri insanlarından daha çok dalalettesiniz! Çünkü Cenâb-ı Hak, Allah yolunda harcayacağınız bir dinara karşılık vereceğini vaat ettiği hâlde siz keselerinizin ağzını sımsıkı bağlıyorsunuz…