Hz. Ebû Talha bu mühim vazifeyi başarıyla ifa etti. Kapıda bekledi ve içeri girmek isteyenlere engel oldu. Halife seçimi biraz gecikince bir fitne çıkmasından korktuğu için şûra üyelerini ikaz etti:
“Bana göre halife seçiminde çekimser davranmanız, halife seçilmek için birbirinizle yarış etmenizden daha tehlikelidir! Vallahi bütün Müslümanlarda Hz. Ömer’in vefatından dolayı sarsılma olmuştur.” diyerek, onlardan, Müslümanların halifesini bir an önce seçmelerini istedi. Nihayet şûra üçüncü halife olarak Hz. Osman’ı seçti.
Peygamberimizin vefatından sonra bütün vaktini ibadet ve taatle geçiren Hz. Ebû Talha, bir gün Kur’ân-ı Kerim okuyordu. “Ey müminler! Gerek hafif gerek ağırlıklı olarak cihada çıkın.”[4]mealindeki âyet-i kerimeyi okuyunca, içinde şehadet aşkı uyandı. “Bu âyet, genç de olsak, ihtiyar da olsak bize cihada katılmayı emretmektedir. Çocuklarım, benim hazırlığımı görün, ben cihada çıkıyorum!” dedi. O sırada 70 yaşındaydı. Çocukları onun bu isteğini kabul etmeye yanaşmayarak şöyle dediler: