Hz. Esmâ ve çocukları, Hz. Câfer’in yolunu gözlüyorlardı. Şehit olduğundan haberleri yoktu. Peygamber Efendimiz, Hz. Câfer’in evine gitti. Hz. Esmâ’dan çocukları sordu. Hz. Esmâ çocukların ellerinden tutarak Peygamberimize getirdi. Yüzlerini yıkamış, saçlarını taramıştı. Resûlullah (a.s.m.) onları bağrına bastı, öptü kokladı. Bu arada mübarek gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
Onun bu hâli Esmâ’yı (r.anha) şüphelendirdi, “Anam babam size feda olsun! Niçin ağlıyorsunuz, yâ Resûlallah? Yoksa Câfer ve arkadaşlarından size acı bir haber mi geldi?” diye sordu.
Peygamberimiz (a.s.m.), “Evet, onlar bugün şehit oldular.” buyurdu. Hz. Esmâ bu haber karşısında kendini tutamadı, ağlamaya ve dövünmeye başladı. Peygamberimiz (a.s.m.) onun bu hâlini hoş karşılamadı ve “Ey Esmâ, ağzından uygunsuz ve kaba söz kaçırma, göğsünü de dövme!” buyurdu.
Kadınlar Hz. Esmâ’nın başına toplandılar. Resûlullah da kalkıp evine gitti. Hanımlarına, “Onlar yemek yapabilecek durumda değillerdir.” buyurdu, yemek yapıp Câfer’in evine göndermelerini söyledi. Bunun üzerine Hz. Câfer’in evine üç gün yemek yapılıp gönderildi. İslam tarihinde cenaze evine gönderilen ilk yemek bu oldu.[4]