Peygamberimiz onun bu hareketinden çok memnun kaldı, şöyle buyurdu:
“Söylediğini duydum. Onu akraban arasında infak etmeni uygun buluyorum.”
Hz. Ebû Talha, “Yâ Resûlallah, buyurduğunuz gibi yaparım.” dedi ve en sevdiği hurma bahçesini akrabasına sadaka olarak dağıttı.[3]
Peygamberimizin hayatı boyunca onun etrafında bir pervane gibi dönen, ona gelen tehlikelere vücudunu siper eden Hz. Ebû Talha, Resûlullah’ın ahirete irtihâline tahammül edemedi. Onun ayrılık acısına dayanamayan diğer sahabiler gibi Medine’yi terk ederek Şam’a gitti. Uzun müddet orada kaldı. Peygamberimizin kabrini ziyaret etmeyi çok arzulamasına rağmen, Hz. Ömer’in (r.a.) şehit edilmesine yakın bir zamana kadar Medine’ye gelemedi.
Hz. Ömer, Ebû Talha’yı çok sever ve kendisine güvenirdi. Yaralandığında halife seçimini, o sırada hayatta bulunan, cennetle müjdelenmiş altı sahabiye bıraktı. Bu mühim işte Hz. Ebû Talha’ya da vazife verdi. Onu yanına çağırarak şöyle dedi:
“Ey Ebû Talha! Cenâb-ı Hak çok defa İslam’ı seninle aziz kılmıştır. Bu defa da hizmet et. Halifeyi seçecek şûra üyeleri bir evde toplanacaklar. Sen de Ensar’dan 50 kişi al ve dışarda bekle. İçeriye hiç kimseyi sokma.”