Ashâb, onu bağlı bulunduğu direkten çözüp salıvermek için koşuştular. Ebû Lübâbe, “Hayır, vallahi beni Resûlullah eliyle salıvermedikçe bağlandığım direkten ayrılmam!” dedi. Peygamberimiz sabah namazına giderken, yanına uğrayıp onu salıverdi.[7]
Hz. Ebû Lübâbe, tövbesi kabul edildiği takdirde yerini yurdunu terk edip Resûlullah’a hizmette bulunacağına ve malının tamamını Allah ve Resûlü yolunda sadaka vereceğine söz vermişti. Mademki Cenâb-ı Hak tövbesini kabul etmişti, öyle ise bu ahdini yerine getirmesi ve bununla tövbesini pekiştirmesi gerekiyordu.