“Müslümanların bu suretle benimle münasebeti kesmeleri uzun sürünce, gidip amcamın oğlu ve en çok sevdiğim Ebû Katâde’nin bahçesinin duvarını atladım ve ona selam verdim. Allah’a yemin ederim ki, selamımı almadı! Bunun üzerine, ‘Yâ Ebû Katâde! Allah için sana soruyorum: Allah’ı ve Resûlünü ne kadar sevdiğimi biliyor musun?’ dedim. Sustu. Sözümü tekrarladım, yine sustu. Yine tekrarladım, ‘Allah ve Peygamberi daha iyi bilir.’ dedi. Bunun üzerine gözüm yaş dolup taştı. Arkama dönüp bahçeden çıktım.”[10]